Gazze’de sıhhat tesislerini gaye alarak onlarca savaş hatası işleyen İsrail, Lübnan’da da birebir vahşeti sergiliyor. İşgalci İsrail ordusu, dün Beyrut’un merkezinde bulunan ve başbakanlık ofisi, meclis binası ve Birleşmiş Milletler (BM) bölge merkezine yakın 100 metre uzaklıktaki Başura bölgesinde, İslami Sıhhat Konseyi’ne ilişkin binayı vurdu.
Saldırı en az 7 sıhhat çalışanı ölürken, 7 kişi de yaralandı.
Patlamanın tesiriyle bölgedeki pek çok konut, iş yeri ve araç hasar aldı. Arama kurtarma takımları, enkazdan çıkardıkları cansız vücutları, çabucak karşıda bulunan Başura Mezarlığı’na defnetti.
Emin Şerri
HEDEFTE MİLLETVEKİLİ VARDI
Hizbullah kaynakları, atakta parlamentodaki “
Direnişe Vefa
” kümesinde milletvekili olan Emin Şerri’yi maksat aldığını aktardı. Grup, 2021 seçimlerinde Hizbullah ve Emel Hareketi’nin oluşturduğu “
Şii İkili
” tarafından desteklenen milletvekillerinden oluşuyor. Emin Şerri’nin taarruzdan kısa müddet evvel binayı terk ettiği belirtildi.
Saldırıdan kısa mühlet sonra vurulan sıhhat merkezinin önünde gazetecilere açıklamalarda bulunan Şerri, İsrail’in Güney Lübnan, Dahiye ve Bekaa Vadisi’ndeki akınlarında da sıhhat çalışanlarını maksat aldığını ve onlarca sıhhat çalışanını öldürdüğünü söyledi. Vurulan sıhhat merkezinin yıllardır BM’ye akradite halde Lübnan’ın çeşitli bölgelerinde yaşayan sivillere hizmet verdiğine vurgu yapan Şerri, İsrail’in sıhhat kurumlarını ve hastaneleri sistematik bir biçimde maksat aldığını vurguladı.
Şerri ayrıyeten, Hizbullah savaşçılarının hudut bölgesinde sızmaya İsrail ordusuna bağlı kuvvetlere karşı sağlam durduğuna dikkat çekerek, 2006 savaşında olduğu üzere güneyde yaşayan Lübnanlılara İsrail zıddı direnişi sahiplenme, Beyrut’ta yaşayan Lübnanlılara da güneyden gelen mültecilerle dayanışma daveti yaptı.
FOSFOR BOMBASI KULLANILDI İDDİASI
Lübnan’ın güneyindeki hücumlarını sürdüren ve kara harekatına hazırlanan işgal ordusu, çarşamba gecesinden bu yana Beyrut’a 30’a yakın hücum düzenlendi. Bu hücumların büyük kısmı Hizbullah’ın kalbi Dahiye’de gerçekleşti
. Atakların şiddeti kentin pek çok noktasında hissedildi. Beyrut sakinleri hava saldırısının çabucak akabinde kentte keskin bir koku hissettiklerini ve genizlerinin yandığını, nefes almakta zorlandıklarını bildirdi. Lübnan Ulusal Haber Ajansı, İsrail’in hava atağında yasaklı fosfor bombası kullandığını argüman etti.
YARDIM ETMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ
İsrail’in vurduğu İslami Sağlık Kurulu görevlilerinden
Kemal Zağur
, atak sonrası bina önünde Yeni Şafak’a yaptığı özel açıklamada, insani yardım ve takviye çalışmaları yaptıklarını, bu atakların onları halka hizmet etmekten alıkoyamayacağını belirterek, “
Bütün vakıflara ve derneklere sinmemeleri gerektiğini söylemek istiyoruz. Zira yaptığımız bu iş kutsal bir iştir. Lokal ve memleketler arası insani yardım kurumlarına uyum davetimizi yineliyoruz. Buraya gelmelerini ve güneyden kuzeye kadar bizim de bütün baskılara karşın vazgeçmediğimiz Beyrut dahil bu halka yardım etmelerini istiyoruz
” tabirlerini kullandı. Ön ikaz yapılmaksızın merkezin vurulması nedeniyle perişan olduklarını lisana getiren Zağur, “
Akıl sahibi hiç kimseyi hatta çocukları bile kandıramayacak mazeret ve suçlamalarla burası vuruldu. Burası arması olan, burada gördüğünüz üzere araç gereçleri olan insani bir kurumdur. Bu akın hiçbir halde kabul edilemez. Bu barbar hücumda topluma hizmet etmek için çalışan 7 insani yardım gönüllüsü ve 3 sivil şehit oldu
” bilgisini verdi. Zağur, son olarak memleketler arası toplumdan İsrail hücumlarını engellemesi davetini yineledi.
HİÇBİR YERE GİTMEYECEĞİZ
Bölge sakinlerinden
Fatma Halife
ise binada yaşayanların hepsini tanıdığını söyleyerek, “
Bizim meskenimiz buraya yakındı olağandışı bir ses duyduk, akıl almazdı. Çabucak buraya koştuk ve gördüğümüz yıkım karşısında şok olduk
” dedi. Vurulan binadaki insanların herkes tarafından tanındığını ve insanlara her vakit yardım ettiklerini lisana getiren Halife, “
Dahiye’yi vuruyorlar lakin hepimiz buranın da vurulmasından ötürü şaşkınız. Korkuyoruz lakin nereye gidebiliriz ki? Gidecek yer yok. Sokakta kalacaksak kalırız fakat buradan gidemeyiz. Natürel ki çocuklarımız için gençler için korkuyoruz. Ülke gitti, kimse kalmadı ölüler sokakta, beşerler göç ediyor. Biz en azından kendi evimizdeyiz lakin meskenlerinden olan çok sayıda beşerler var ve onlar yollarda kalıyor, yiyecek içecek bulamıyor. Ağladığımız şey bu. Giden vatanımıza ağlıyoruz. Ne vatan kaldı, ne de öbür bir şey kaldı. Biz burada kalacağız, öleceksek de vatanımızda öleceğiz. Nereye gidebiliriz ki ne paramız ne de imkanımız var. Gidip sokaklarda mı kalalım? Hayır konutumuzda kalacağız öleceksek de konutumuzda ölelim
” dedi.
Haşim Safiyeddin
Haşim Safiyeddin öldü iddiası
Katil İsrail ataklarına dün gece de devam etti. Beyrut’un güneyinde art geriye şiddetli patlamalar yaşandı. Kilometrelerce öteden bile hissedilen patlamanın, 23 Eylül’den bu yana yaşanan en şiddetli patlamalardan biri olduğu tabir edildi.
İsrail basını, akında Hizbullah’ın başkan adaylarından birisi olan Haşim Safiyeddin’in de içinde olduğu yer altı karargahının gaye alındığını argüman etti. Amerikan haber kanalı NBC ise taarruzda Safiyeddin’in öldüğünü öne sürdü.
NASRALLAH’IN KUZENİ
Hizbullah’tan mevzuyla ilgili bir açıklama yapılmadı. İhtilal Muhafızları Kumandanı Kasım Süleymani’nin damadı olan Safiyeddin, Hasan Nasrallah’ın da kuzeni.
Ölü sayısı 1328’e çıktı
Hizbullah ile 8 Ekim 2023’ten beri denetimli çatışmalara devam eden İsrail ordusu, 23 Eylül’den beri ataklarını ağırlaştırmıştı. Lübnan makamlarına nazaran, Hizbullah’ın kullandığı irtibat aygıtlarının patlatıldığı
17 Eylül’den beri İsrail ordusunun ülkenin çeşitli bölgelerine düzenlediği bombardımanlarda, 104’ü çocuk ve 194’ü bayan olmak üzere toplamda 1328 kişi öldü.