2024 Nobel İktisat mükafatı sahibi İstanbul doğumlu Daron Acemoğlu, Bloomberg HT’ye konuştu. Türkiye’ye dair değerlendirmelerde bulunan Acemoğlu, “Türkiye’de 3-4 senede değişim beklemiyorum. Çok daha bilime açık hale gelmemiz lazım” dedi.
İstanbul Kadıköy doğumlu Daron Acemoğlu 2024 Nobel İktisat Ödülü’ne layık görülmüştü. Bu muvaffakiyet hepimizi gururlandırmış, 7’den 77’ye herkes Acemoğlu’na takviyesini göstermişti.
Görevini ABD’nin önde gelen üniversitelerinden Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) sürdüren Acemoğlu, Türkiye’ye geldi. Birinci ziyareti ise mezun olduğu Galatasaray Lisesi’ne oldu.
Bloomberg HT’ye konuşan Acemoğlu, ABD seçimlerini kıymetlendirdi; Türkiye için çok değerli ikazlarda bulundu.
“Trump 2.0 periyodu çok daha büyük bir tehlike.”
ABD seçimlerinde Donald Trump’ın galibiyetiyle ilgili konuşan Acemoğlu, şunları söyledi:
‘Trump çok agresif durumda. Bu bir tek ABD için değil dünya için tehlike. ABD kurumları dünyayı etkiliyor. Önümüzde büyük bir belirsizlik çağı var. Demokratik boşluğu otoriter önderler ve şirketler dolduruyor. Bunlar sağlıklı tahlil değil.
Otoriter önderler meçhullükten ivme alıyor. Şirketler de tahlil getiremiyor. Şirketlerin elinde bu kadar güç olması bilgi eşitsizliğini artırıyor.
Demokrasiye takviye dünyanın her yerinde çok azalmış durumda.‘
Türkiye’ye dair de değerlendirmelerde bulunan Nobel ödüllü bilim insanı, “10 sene Türkiye için çok değerli. Türkiye’de 3-4 senede değişim beklemiyorum” dedi.
Türkiye’de bilime ve yapay zekaya yatırımların yapılması gerektiğini tabir eden Acemoğlu, şöyle konuştu:
“Türkiye için pencere kapanmak üzere.”
‘Türkiye’nin yapay zekayı kullanması şu an için çok güç. Yapay zeka birkaç şirket elinde kalırsa Türkiye’ye yararı olmaz. Eğitimimiz uygun değil, üniversitelerin durumu hazır değil. Bilim ortamı da hazır değil. Eğitime daha çok değer vermemiz lazım.’
“Kuvvetli bir demokrasi olmadığı sürece…”
’10 sene Türkiye için çok kıymetli. Türkiye’de 3-4 senede değişim beklemiyorum. Çok daha bilime açık bir hale gelmemiz lazım. Yapay zekaya değer vermemiz lazım. Şirketlere de takviye vermemiz lazım.
Bunların hepsinin başında kurumlarımıza dayanak vermemiz lazım. Zira kuvvetli bir demokrasi olmadığı sürece devlet bunlara takviye vermeyecek.’